23 Eylül 2014 Salı

İz yüktür

Geride bırakabilmeyi öğrenmiş bi kadında asla kalıcı bi hasar meydana getiremezsiniz. !

Onda kalıcı olan tek daimi hasar geride bırakabilme yetisidir çünkü. Acıyı geride bırakmayı bilir, sevdayı geride bırakmayı bilir, çocukluğunu ve hatalarını da. Korkularını, pişmanlıklarını, hüznünü, heyecanını, kahkahalarını, alışkanlıklarını, hatıralarını, dişini sıktığı geceleri… Hatta çok sevdiği insanları bile geride bırakabilir gerekirse. Ve geçmişine yabancı hisseder daima. Geride kalan ne varsa hiç olmamış gibi gelir. Yaşadığı onca şeyi sanki bi başkası yaşamış da o da bi yerlerden duyduğu için belleğindelermiş gibi yahut bi kitapta veya filmde rastlamış gibi tüm olanlara ama asla yaşamamış gibi. Bu sebeple bazen aynı hatayı tekerrür edebilir elbet ama yine de sarsılmaz. Bu kadınlar özlemeyi özleyenlerdir. Bi şeylere tutunabilmeyi dileyenlerdir. Lakin şairin dediği üzre 'insan ölebildiğine göre kendinden bile soğuyabiliyordur' ya da ‘insan dediğin kendi yokluğuna bile alışır’ ve bu kadınlar bunu bilir. Bu bilinçle yaşadıkları için de gövdelerinde uzun süre barınamaz hiçbir yara. İz taşımazlar. İz yüktür onlar için. Kimisi gamsız olarak adlandırır onları ama bilmezler ki onlar geride bırakabilmeyi geride bırakılarak öğrenmişlerdir ve bundan ala keder yaratılmamıştır.


-Mavi Tuğba Karademir

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder