2 Nisan 2015 Perşembe

Kim ?

"Şimdi kırk fincan kahve yetmez.
Ne alır bu yorgunluğu? Beni ne paklar?
Geç açmayan kırmızı sardunya, ıhlamur gölgesi. Hanımeli kokusu. Mühür, göğün kara demiri. Ne lâzım şimdi bana…? Ne akıtır bu zehiri..?
Bir güle uyanmayalı ne çok zaman geçmiş. Kim hatırlatır, bir güle su vermeyi..?
Hangi tabiat beni aslıma döndürebilir? Hangi ağaç kendime getirir? Kim öğretir yeniden o bilgiyi? Yağmurun gökten döküldüğünü, ağacın topraktan büyüdüğünü, bir sürgüne kim hatırlatabilir..? Gözüme her şey nasıl kadim görünebilir?
Bir çocuk dilinin kesmeyen kelimeleriyle bir halleşen, bir halden anlayan kim bulunur…?
Kim oyar su mermeri içine çocukluğumun resmini..? Kim hatırlatır, bir zamanlar her şey gibi benim kalbim de dosdoğruydu. Kusursuzdu. Masumdu.
Şimdi kim kusursuz bir güzellik için yüzümdeki bütün makyajları silmeyi öğretir? Hangi rüzgâr atar mavi bir kolyenin düğümünü? Hangi yağmur çözer bu kör düğümü?
Annemin eliydi, derim ben. Saçımdaki tek örgüyü kim yeniden örebilir, her akşam çözebilir…? Kim takar çocuk koluma yasemen bileziği..?
Aklıma güvensem kalbim, kalbime güvensem aklım almaz benim.
´´Hangi yol götürür..? Hangi yol, yarı yolda bırakmaz..?´´
Kim çetrefil cümlelere yeniden döndürebilir bu dili…?
Hangi yaramdan sarsarak kendime getirir beni…?
Bir sandıkta unutulmuş kirazlı hasır şapka. Bahçemde defne fidanı. Hangi dalganın yelelerinden su serpilir üstüme? Hangi ağaç korur, kim siyanet eyler beni? Hangi kara-yemiş dalı üzerime salar gölgesini…?
Denizi ilk kez görür gibi. Ayağımı ilk kez toprağa basarmışım gibi. Hangi tacir karar bu merhemi..?
Kim toplar, kim çıkarır, kim sağlar beni…?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder