23 Ağustos 2016 Salı

Can

Üzülme!
 Dert etme can!

Görebiliyorsan,

Dokunabiliyorsan,

Nefes alabiliyorsan,

Yürüyebiliyorsan,

Ne mutlu sana!

Elinde olmayanları söyleme bana

Elinde olanlardan bahset can!…

Üzülme!

Geceler hep kimsesiz mi geçecek?
Gidenler dönmeyecek mi?

Yitirdiğin her ne ise
 
Bir bakarsın yağmurlu bir gecede

Veya bir bahar sabahında karşına çıkmış
Bil ki Güzellikler de var bu hayatta

Gel git’lerin olmadığı bir hayat düşünebilir misin?

“Hüzün olgunlaştırır”

“Kaybetmek sabrı öğretir”

Şimdilerde bol bol dua et

Hasat yakındır can!

Kaderini sev!

Varsa kederini de sev!

Üzülme hastalıklarına 
Gör,
 hangi günahlarına kefaret olacak

Terk edildin diye de üzülme

Demek ki sevebilecek bir yüreğin var
Geçmişi unut, 
hiç yaşanmamış gibi davran

Buluttan nem kapma!

Döküver kirpiklerinden sonbaharı

Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola gireceksin

Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları
Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına
Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!

Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?
Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde
 Anlayacaksın ne demek istediğimi can!

Sana tanınan süre üzülmeye değecek kadar uzun değil

Herkes gibi sende sonsuzluğa gün gelip kanat çırpacaksın

Hayatın telaşından insan pek farkında olmuyor ama 
Kum saati alta doğru hızla akıp gidiyor

Henüz aşılmamış çok yolların var

Hiç mi güzellik yaşamadın?

Ufacık bir hatırımda mı yok yanında?
Hayatın ellerini bırakma! 
Küsme!

Hadi mavilerini giyin çık dışarı!

Denizle cilveleşen martılar gibi hayata kur yap!

Yitirdiğin güneş için sevda türküleri söylemeye devam et!

Ölümlüde olsa hayat, ölümsüz bakışlarla bak!

Kaçmakla kurtulamazsın ki;

Yalnızlıktan, hüzünlerden, hayattan

Ayakta kalman gerek, yaşaman gereken can!

Hayat senide içinde görmek istiyor
Hadi yaklaş!

Unutma ki
“Yapmadıklarının kazası yok!
”
Ve yine unutma ki
“
Aydınlık geceye hiçbir zaman yenik düşmedi” can!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder